LİDER SANCAK KOLEJİ - ÖĞRENCİ BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ

Başarı kavramı çok kapsamlı ve alt basamakları oldukça fazla olan bir kavramdır. Öncelikle kendisi bir bütünün sonucudur. Başarı için belirli olmazsa olmaz öncüller vardır. Bu öncüller arasında mutlaka hiyerarşik bir önem sıralaması da bulunmaktadır.

Öğrenci başarısı denildiğinde akla 2 ana unsur gelmelidir. İlk olarak öğrenci psikolojik olarak başarıya ulaşmış olmalıdır. Yani mutlu olabilmelidir. İkinci olarak ise akademik başarıyı yakalayabilmelidir. Mutsuz öğrenciler de akademik başarıyı yakalayabilirler elbette ancak bu durumda süreklilikleri riske girecektir. Yani bu başarı kısa süreli kalabilmektedir. Bu sebepten öğrencide önce mutluluk ve ardından akademik başarı hedeflenmelidir. (Eğer yapılabiliyorsa en güzeli bu ikisinin aynı anda birlikte sürdürülmesidir elbette.

Mutlu Öğrenciler Yetiştirmek İçin

Ailelerimizin dikkat etmesi gereken bazı hususları sayacağız

Her ne kadar yanlış yapsa da sizin ona olan sevginizin asla sönmeyeceğini bilsin. Bu ona kızmayacağınız veya sesinizi yükseltmeyeceğiniz anlamına gelmiyor elbette. Ancak kızdığınız zaman kişiliğine değil, davranışlarına kızdığınızı belirtin. O yüzden asla hakaret ederek değil, belki tenkit ederek yaklaşabilirsiniz. Onunla olan güvenli bağınızı zedeleyecek davranışlardan kaçının.

Bunun için öncelikle aranızdaki sevgi bağının çok kuvvetli olması gerekmekte. Bununla beraber çocuğunuz sizin onunla derin bir ilgiyle ilgilendiğinizi de hissetmelidir. İlgi çoğu zaman sevginin ötesinde bir güce sahiptir. Sevilen ve kendisiyle ilgilenilen, dinlenilen, aile içerisinde söz hakkı verilen bir çocuk psikolojik açıdan kendisini daha sağlam hissedecektir. Ona ilginizi göstermek için pazar günü baş başa bir doğa yürüyüşü yapabilir ve bu esnada doğal bir akış içerisinde kendisiyle sohbet edebilirsiniz. (İpucu: Yürürken bırakın o size sorular sorsun, kendini açsın, siz ısrarcı olmayın konuşturmakta. İlk deneyiminizde konuşmak istemediyse, belki ikincide, üçüncüde konuşacaktır. Siz istikrarlı ve sabırlı olun. Onun akışa geçmesine müsaade edin.)

Bu onun kendisini daha özgür ve güvenli hissetmesini sağlayacaktır. Ayrıca sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. Emin olun okullarda karşılaşılan akademik başarısı düşük öğrencilerin birçoğunun ailesi, çocuğunu pamuklara sarıp onun zorlanmasına engel olmaya gayret edip asla sorumluluk yüklemeyen ailelerden oluşmaktadır.

Ekran süresi uzadıkça dikkat ve odak kabiliyeti zayıflamaktadır. Ayrıca ekran bağımlılığı ileride daha büyük bağımlılıklara evrilebilir. Eğer çocuğunuz 2 saatin üzerinde ekranla ilgileniyor ve bu durumu asla değiştiremiyorsanız bir uzman desteği almalısınız.

Çocuğunuz bir spor veya sanat dalında iyiyse onu bu alanlardan asla uzaklaştırmayın. Kişilik gelişimi ne kadar ilerideyse psikolojik açıdan o kadar sağlam çocuklarla karşılaşılmaktadır. Bu sebepten destekleyici bir aile modeli içerisinde sanat ve spor oldukça önemlidir. Çocuğunuzun bu alanlara odaklanarak derslerinden kopacağına dair bir korkuya kapılabilirsiniz. Ancak biliniz ki kişisel yetenekleri parlatılan ve desteklenen öğrenciler derslerinde de daha başarılı olmaktadırlar. Çünkü bu alanlar onların streslerini attıkları, hafifledikleri ve modları düştüğünde yeniden canlanabilecekleri birer fırsattır aynı zamanda.

Asla yalan söylemeyin, hileli davranışlardan kaçının. Çocuğunuzun aklında çelişki doğuracak söz ve tavırlardan uzak durun. Çocuğunuza kitap oku diyorsanız siz de mutlaka günün belirli saatlerinde kitabınızı okuyun. Onun gözünde siz çok önemli bir konumdasınız unutmayın! Çocuğunuz, sizin yaptığınız her şeyi yapmak isteyecektir.

Akademik başarısı yüksek öğrenciler yetiştirmek için:

Onun bir yarış atı olmadığını, sizin tarafınızdan çok sevilen biricik bir birey olduğunu hissettirin. Bu bilinci yerleştirebilirseniz çocuğunuzun ergenlik hezeyanlarına ve bu hezeyanlarla birlikte yükselme ihtimali olan sınav karşıtlığı, sisteme öfke, derslere dair ilgisizlik gibi ihtimalleri söndürmüş olacaksınız.

Odasının dışında sizin de birlikte çalıştığınız bir ortamda ders çalışsın. Eğer bu mümkün değilse odasının içerisinde ders çalışma şevkini artıracak bir bölge oluşturun. Bu da mümkün olmuyorsa çocuğunuzu sevdiği ve sizin de güvendiğiniz bir arkadaşıyla/büyüğüyle birlikte kütüphaneye kaydettirebilirsiniz. Önemli olan mekânsal olarak ihtiyacını giderip yer-zaman-mekân üçlüsünün bir ayağı olan kısmını gerçekleştirebilmeniz.

Ders çalışmak için en iyi zaman hafta sonu sabahları ile hafta içi akşam uyumadan önceki saatlerdir. Çocuğunuzun düzenli ders çalışma alışkanlığının oturması için onu bunaltmadan başlangıç için her gün en az yarım saat ila 1 saat aralığında ders çalışmasını isteyebilirsiniz. Unutmayın taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. Ona ara sıra küçük şirin hediyeler alarak çocuğunuzun bu davranışını pekiştirebilir ve onu çeşitli yollarla motive edebilirsiniz. Örneğin bir hafta sonu birlikte konser yapabilir, belki bir akşam sinemaya gidebilir ve bu esnada kendisini derslerine olan dikkatinden ötürü takdir edebilirsiniz. Unutmayın, ders çalışmasının sizi mutlu ettiğini bilmesi onun için bütün bunlardan daha olumlu bir pekiştireç olabilir.

Günde 1 saat çalışıyorsa bu 1 saati belirli zaman dilimlerine ayırarak dikkat dağınıklığını engelleyebilirsiniz. Belki ona çay, kahve veya meyve ikramında bulunarak doğal bir mola oluşturabilirsiniz. Dikkat dağınıklığı günümüzde çocuklarımız için oldukça önemli bir sorundur. Ancak unutmayın ki dikkat kabiliyeti geliştirilebilir bir kabiliyettir. Ekran süresiyle de ters orantılı seyir etmektedir. Çocuğumuzun dikkati dağılmadan ders çalışma süresi 20 dakikayla başlayıp 1 saatleri geçen bir duruma gelebilir. Bunun için istikrarlı bir şekilde her gün ders çalışması gerekmektedir.

Bu soru tipinde öğrencinin okuduğunu anlaması oldukça önemlidir. Sorular çok uzun olabildiğinden dikkatler kolayca dağılmaktadır. Bu sorunu çözmek için de her gün en az yarım saat kitap okuma saati yapmalısınız. Bu saate bütün aile fertleriniz dikkat etmelidir. Unutmayın ki çocuğunuz sizi dinlemez, sizi izler 😊

Yukarı